Anadolu Selçuklu vezirlerinden Sahib Ata Fahreddin Ali tarafından vakıf eseri olarak yaptırılan Sahib Ata Külliyesi'nin, taç kapısı, camisi ve medresesinin restorasyonu için Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce çalışmalara başlandı.
Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Konya dış kale surları yakınında, Larende Kapısı civarındaki Sahib Ata Külliyesi, yıllarca hizmet verdi.
Külliyenin girişinde bulunan Konya'daki en büyük taç kapıda yıkılan ikinci minare aslına uygun olarak yeniden yapılacak. Mevcut minaredeki, cami ve medresedeki çiniler yenilenecek. Ahşap direkli cami, medrese ve türbe de aslına uygun restore edilecek.
- Ecdat yadigarı aynı teknik ve yeni teknolojilerle ihya ediliyor
Konya Vakıflar Bölge Müdürü Yılmaz Kılınç, Konya'da Sahib Ata Külliyesi, İnce Minareli Medrese ve Şerafettin Camisi'nin de Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyon çalışmalarına başlandığını söyledi.
Sahib Ata Külliyesi'nin hamam, medrese ve camiden oluştuğunu anlatan Kılınç, "Bu eserimizdeki en önemli dokunuşumuz, eksik olan minaresini ihya edip bir sonraki nesle sağlıklı şekilde aktarmak. Daha önce müze olarak kullanılan medresenin içinde eksik olan, restorasyona, bakıma ihtiyacı olan her türlü iş ve işlemlere başladık, yürütüyoruz. Aynı zamanda camimizin içindeki bütün ihtiyaçları da gideriyoruz." diye konuştu.
Kılınç, Sahib Ata Külliyesi'nin Anadolu Selçuklu Devleti'nin en önemli medreselerinden biri olduğunu vurgulayarak, 741 yıllık ecdat yadigarını aynı teknikleri yeni teknolojiler kullanarak ihya etmeye başladıklarını dile getirdi.
- "Bu eserleri korumak, yaşatmak lazım"
Taç kapının orijinalinde iki minareli olduğunu, minarenin birinin ne zaman yıkıldığına dair bir kaynak bulunmadığını belirten Kılınç, şöyle konuştu:
"İkizinden örnekler alınarak, aynı çizimler yapıldı. İnşallah, 2025 sonunda bu eserimizin çifte minareli kapısından gireceğiz. Bu minarelerimiz çini kaplı minareler. Çok yüksek değil ama mimari olarak Anadolu'nun en güzel minareli giriş kapılarından, taç kapılarından. Bu minareler, taç kapılar hem Anadolu Selçuklu Devleti'nin büyüklüğünden bahsediyor, hem eserin öneminden bahsediyor. Bu amaçla yapılan bu eserleri korumak, yaşatmak lazım. Tarihi eserler her 15-20 yılda ciddi bakıma ihtiyaç duyuyor. Bunlar yorgun yapılar, içinden çıkmamak gerekiyor. Yapının tamamı elden geçecek."