Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde cenazesi İstanbul'a getirilen Türk sinemasının ünlü oyuncularından Ahu Tuğba, toprağa verildi.
ABD'nin Miami kentindeki evinde 1 Eylül'de yaşamını yitiren Tuğba için Atlas 1948 Sineması'nda düzenlenen törenin ardından, öğle vakti Teşvikiye Camisi'nde cenaze namazı kılındı.
Törende taziyeleri, sanatçının kızı Anjelik Calvin kabul etti. Namazın ardından sanatçının naaşı, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Cenazeye, sanatçının ailesi, yakınları, sevenleri ve sanat dünyasından çok sayıda meslektaşı katıldı.
- "Bizden kaynaklanmayan çok uzun bir prosedür süreci yaşadık"
Törende Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, cenazenin Türkiye'ye getirilme sürecine ilişkin, "Değerli sinema sanatçımızı yurt dışında kaybettik ve maalesef bizden kaynaklanmayan çok uzun bir prosedür süreci yaşadık. Cenaze 28 gün Miami'de kaldı. Tamamen ABD hükümetinin prosedürleriyle ilgili. Çok büyük bir çaba harcadı bakanlıklarımız, konsolosluğumuz. Özellikle aile için çok kötü bir süreçti." dedi.
Güven, Yeşilçam sinemasının insanlara inanılmaz duygular yaşattığını belirterek, "Yeşilçam bizi güldürdü, ağlattı, eğlendirdi, duygulandırdı. Bu duyguları yaşatan özel insanlar birer birer aramızdan ayrılıyorlar maalesef. Onlara Ahu Tuğba da katıldı. Hepsinin mekanı cennet olsun, nur içinde yatsınlar." ifadelerini kullandı.
Törende katılan Münir Özkul'un kızı oyuncu Güner Özkul da 1980'lerin en güzel yıllar olduğunu işaret ederek, "O yılların efsanelerinden biri de bizim için Ahu Tuğba'ydı. Bizim için o zaman güzel kadın oydu. Bütün arkadaşlarım onların hayallerini kurardı. Yeşilçam çıkmaza girdiği dönemlerde Yeşilçam'ı sırtlanan gerçek emekçilerdendi. Ayrıca babamla birlikte sahne alıyorlardı. Gerçek bir yıldız olduğu halde tevazudan asla vazgeçmeyen, usta çırak ilişkisini çok iyi bilen ve saygıda kusur etmeyen mükemmel bir insandı." dedi.
Törende ayrıca oyuncu Serpil Çakmaklı ve Gani Rüzgar Şavata ile Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney konuşma yaptı.
- "Tek amacım annemin mezarının doğduğu ülkede olmasıydı"
Cenazede basın mensuplarına açıklamada bulunan sanatçının kızı Anjelik Calvin ise annesinin ölümünün herkese ibret olması gerektiğini belirterek, "Allah'tan geldik ona gidiyoruz. Kim olursak olalım döneceğimiz yer Allah'ın yanı. Tek isteğim duanız. Allah'a şükürler olsun kendi doğduğu topraklara getirdik. Tek amacım annemin mezarının doğduğu ülkede olmasıydı." dedi.
Oyuncu Teoman Ayık da Ahu Tuğba'nın Türk sinemasının efsane isimlerinden bir tanesi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Gerçekten iyi bir sanatçıydı. Türk deyimiyle delikanlı bir sanatçıydı. Bir gün beni aradı ve kaburgalarının kazadan sonra iyileşmediğini, hasta olduğunu söyledi. Ölümünden bir gün önce de 'İstanbul'a geleyim, Türk doktorlarına gidelim' dedi. 'Olur' dedim. Fakat ertesi gün kızı aradı ve 'annemi kaybettik' dedi. Türk sineması için değerli bir sanatçıydı. Allah rahmet eylesin."
- "Annesi bana emanet etmişti"
Ahu Tuğba ile birçok yapımda birlikte rol alan Nuri Alço, sanatçının güzel, dürüst ve hiçbir şeyden korkmayan bir insan olduğunu söyleyerek, "Bugüne kadar imanı, gücü kuvvetli olan başka bir insan görmedim. Her zaman dualarını eksik etmez devamlı okurdu. Benim hastalığımda da aradı, gözyaşlarıyla dualarını yaptı. Böyle güzel bir insandı." diye konuştu.
Alço, Tuğba'nın koah hastası olduğunu paylaşarak, şunları kaydetti:
"Nefes almakta güçlük çekiyordu. Burnunda da et vardı, ondan da bir sorun yaşıyordu. Trafik kazasında kaburgalarının ezilmesi nefes almasını daha da zorlaştırdı. Buraya gelecekti 10-15 gün içerisinde. Annesi bana emanet etmişti, sözümden çıkmazdı. Çok genç yaşta kaybettik. Cenazesinin buraya gelmesinde yardımcı olan arkadaşlara çok teşekkür ediyoruz. Bırakılmaması lazımdı, torağını yurdunu çok seven bir insandı. Güzel bir insanımızı kaybettik."
Cenaze namazına oyuncu Yaşar Alptekin, Meriç Erkan, Serpil Örümcer ve Ozan Orhon'un yanı sıra sanat dünyasından birçok isim katıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin cenaze ve defin işlemlerini üstlendiği oyuncu adına ayrıca akşam namazında Teşvikiye Camisi'nde Kur'an-ı Kerim okunacak ve yemek dağıtılacak.