8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülmeye başlayan davanın 2. gününde tutuklu sanıklar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.
Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.
Tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu. Duruşma kamerayla kayıt altına alınıyor.
Duruşmada, ilk olarak tanık sıfatıyla dinlenilen ağabey Baran Güran, olay günü Diyarbakır'da bulunduğunu belirterek, saat 19.00-20.00 sıralarında kardeşinin kendisini aramasıyla Narin'in kaybolduğunu öğrendiğini söyledi.
Narin'i önce caminin çevresinde aramaya başladığını anlatan Güran, daha sonra 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aradığını, ardından su kanalına yöneldiklerini belirtti.
Mahkeme heyeti başkanının, "Olaylardan sonra aile arasında gizli toplantılar yapıldı mı?" sorusu üzerine Güran, "Bir toplantı olsaydı herkesin göreceği yerde, köyde mi yapılırdı? Bize kimse 'Özel bir toplantı var.' demedi, olmadı da. Aile bireylerinin evleri köyde, gizli bir yerde değil. Toplantı olsaydı gizli olmazdı." dedi.
"Kadınların köyde kendi aralarında konuştuğu söyleniyor. Bu konuda bir şey duydun mu?" sorusunu da Güran, "Küçük bir melek olduğu için herkesin içi yanıyor. Küçük bir meselede dahi herkes parlıyor. Konu Narin olduğu için en ufak bir konuda dahi herkes patlıyor." şeklinde yanıtladı.
Mahkeme heyeti başkanının, "Babanıza çok sayıda telefon geldi, 'Narin burada.' diye, köyde de buna benzer konuşmalar oldu mu, Narin'i bunlar kaçırdı veya öldürdü diye?" sorusu üzerine de Güran, olay günü köydeki bazı kişilerin köye bir araba geldiğini söylediklerini belirtti.
Narin'in Kur'an kursundan geldikten sonra kaçırılmış olabileceğini düşündüklerini anlatan Güran, "Belki birileri tarafından kaçırılmıştır dedik. Şeyh vardı çaresizlikten dolayı onlara dahi danıştılar. Bazıları, rahmetli olsaydı bilirdik diyorlardı, o yüzden ümitlendik." dedi.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Nahit Eren, Baran Güran'a soru sormadan önce Narin Güran'ın otopsi sırasında cenazesinin durumunu anlatarak, "Benim de çoluk çocuğum var. O bebek kokusundan farklı kokular geliyordu. Baran, senin o kokuyu almanı, kardeşini o şekilde görmeni istemediğim için senin içeriye girmeni istemedim." ifadesini kullardı.
Eren, Narin'in katillerinin ortaya çıkarılması için ne gerekiyorsa yapacaklarını belirtti.
Nahit Eren'in, kızının cansız bedeniyle ilgili sözlerinden rahatsızlık duyan baba Arif Güran, "Kızımdan bahsetmeyin Allah için, beni öldürün. Gözümün içine baka baka kızımı anlatıyorsun." diyerek elini masaya vurup, ayağa kalktı.
Güran ailesinin bazı fertlerinin de Eren'e yönelik "Siyaset yapıyorsun." ifadeleri üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı.
Avukat Eren, tüm aile üyelerinden özür dilediğini belirterek, ağabey Güran'a şöyle dedi:
"Dün duruşma yapılırken sen dışardaydın, Salim Güran bana 'Sen neyin peşindesin?' dedi. Ben hayatın en güzel kokusuna sahip olan bir çocuğun getirildiği hale karşı adalet mücadelesi veriyorum."
Nahit Eren, Baran Güran ile Adli Tıp Kurumu önünde cenazenin defni konusunda yaptıkları görüşmeye ilişkin şunları söyledi:
"Narin'in nereye defnedilmesi konusunda karar verelim dedim. 'Narin'in köye defnedilmesi konusunda itiraz var, sen ne dersin?' dedim."
Eren'in "Baran sen ne cevap verdin?" diye sorması üzerine Güran, Narin'in kendi mahallelerinde toprağa verilmesi konusundaki kararlılığını belirtti.
Güran'ın "Milletin tepkisi vardı ama benim umurumda değildi, ne olursa olsun kendi köyüme götürecektim. Narin'i köye götüreceğimizi söylemiştim." demesi üzerine Eren, Baran Güran'ın bu konuda kendisi ve babası dışında hiçbir aile bireyinin söz sözleme hakkının bulunmadığını kendisine ifade ettiğini söyledi.
Eren'in bu sözlerine tepki gösteren Baran Güran, "Bunu tamamen yanlış yere çekiyorsun. Ailem kapının önünde olduğu halde bana destek vermediniz, yanıma getirtmediniz. Bir ağabeyi bir kız kardeşinin önünde 7 saat beklettiniz. Orada bir ağabeyi durduracağınıza amcamı yanıma getirseydiniz." diye konuştu.
Nahit Eren, Baran Güran'ın baroya kendileriyle görüşmeye iki defa geldiğini anımsatarak, şöyle dedi:
"İlk görüşmende,'Açığa çıksın, kim öldürdüyse cezalandırılsın, Nevzat da olsa aile bireyleri de olsa kim öldürdüyse cezalandırılsın.' dedin. Bize verdiğin vekalet, dosyaya delil olarak giren görüntüler var. Senin kardeşinle cezaevinde yaptığın görüşmeler var. Kardeşine yaptığın telkinler, sohbetlerin var, saygı duyuyorum. Bir şey dikkatimi çekti, ısrarla kamerayı soruyor, sen de 'Bulunmuş iki kişi var.' diyorsun. Dosyada böyle bir kamera kaydı görmedim. Varsa böyle bir görüntü nerede izledin?"
Güran da sosyal medyada birçok yalan haber yayınlandığını ileri sürerek, şunları söyledi:
"Askeriyenin kamerasında iki karartı var. Sosyal medyada gördüm. Kardeşim 18 yaşında ve kendini savunacak durumda değil. Orada Enes'e 'Kamera çıktığında her şey gün yüzüne çıkacak mutluyuz.' dedim. Benim ve babamla ilgili görüntüler çok yayıldı, kim yaydı bilmiyoruz."
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın, "Sence kardeşine ne oldu?" sorusu üzerine Güran, kardeşinin Nevzat Bahtiyar tarafından kaçırıldığını düşündüğü ileri sürdü.
"Kardeşin aranıyor, yangınlar çıkıyor, jandarmanın yanlış yönlendirildiğine dair iddiası var, ne düşünüyorsun?" sorusunu ise Baran şöyle yanıtladı:
"Ailem hayatı boyunca karakol görmedi, ifade veren insanlar değil. Köyde büyüdüler. Neden bunları göz önüne alarak konuşmuyorlar? Rahmetli, Enes'in diş fırçasını kullanıyordu. Ben bile sordum, 'En son Narin'i öptüm, bana ait DNA çıktı mı?' diye."
Avukatın, "Anneniz amcanızı mı yoksa kardeşinizi mi koruyor?" diye sorması üzerine Güran, "Konu Narin olunca annem kimseyi korumuyor." dedi.
Güran ailesi avukatlarından Yılmaz Demiroğlu tarafından, "Nevzat Narin'i öldürmüş olabilir mi?" sorusu yöneltilen Güran, "Nevzat yapmış olabilir. O kadar soğukkanlı ki sanki 50 cinayet işlemiş ve hiçbir şey olmamış gibi rahat davranıyor." dedi.
Mahkeme Heyeti başkanının, "Neden cinayet işlemiş ve hiçbir şey olmamış gibi davrandığını söyledin?" sorusu üzerine Güran, "İlk defa cinayet işlediğini söylüyor ifadesinde." diye konuştu.
Başkanın "Cinayet işlediğini söylemiyor, cesedi gizlediğini söylüyor." demesi üzerine Baran Güran, Nevzat Bahtiyar'ın yalan söylediğini iddia etti.
Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ'ın "Annen ve amcan arasındaki ilişkiyi Enes görseydi ne yapardı?" sorusunu da Baran Güran, "Kafalarına sıkardı." diye yanıtladı.
Duruşmada, ağabey Baran Güran'ın ardından Narin'in kuzeni Osman Güran tanık olarak dinlendi.
Güran, Narin'in kaybolduğu gün saat 18.30 gibi dedesinin evine gittiğini belirterek "Şehirde kaldığım için köye gittiğimde dedemin yanında kalıyorum. Akşam saat 19.00-19.30 gibi Enes ile görüştüm. Enes ile sadece o gün görüştüm, sohbetimiz olmadı sadece aynı ortamdaydım." dedi.
Mahkeme başkanının, "Narin'in kaybolduğu günün ertesi günü kırmızı bir terlik bulunmuş. Bu olayı anlatır mısın?" diye sorması üzerine Güran, şu beyanda bulundu:
"Dedemin evinin önündeydim, misafirler vardı, akşamdı. Muhammet bana 'Markete gittim, gidince gözüme takıldı, almadım dönünce aldım.' dedi. Köye getirmiş ve aldığını unutmuş. Biz de görünce jandarmaya teslim ettik."
Savcının, "6 kez geçip gittiğin yolda terliği görmedin mi?" sorusuna Güran, "Hayır." yanıtını verdi.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir'in, "Kimse size bu Narin'in terliği olabilir diye söylemde bulundu mu?" diye sorması üzerine Güran, "Ayağında kırmızı terlik vardı ve o esnada orada olan herkes bunu duydu. Baran'ın ağabeyine mesaj atmıştım, bu terlik onun mu diye?" dedi.
"Baran aradı, 'Terlik Narin'in dedi"
Tanık olarak dinlenen tutuklu şüpheli Muhammet Kaya da Enes'in dayısının oğlu, Yüksel'in yengesi, Salim Güran'ın da dayısı olduğunu belirtti.
Narin'in kaybolduğu gün saat 08.00'de uyandığını, davetiye dağıtmaya gittiğini anlatan Kaya, saat 20.35'te kuzenine Narin'in kaybolduğu bilgisinin geldiğini, yaklaşık 5 saat içerisinde köye ulaştıklarını söyledi.
Kaya, köyde Narin'i aramaya başladıklarını, kuyulara baktıklarını belirtti.
Mahkeme başkanının "Terliği bulduğun günü anlatır mısın?" sorusu üzerine Kaya, "Terliği Narin kaybolduktan sonraki gün buldum. 'Yeğenlerim süt alır mısın? dedi. 'Alırım' dedim. Süt almaya giderken köye 2,5 kilometre uzaklıkta terliği görünce çingenelerin olduğunu düşünerek vazgeçtim. Dönüşte belki onundur (Narin'in) diyerek yanıma aldım." dedi.
"O yoldan belki yüzlerce insan geçti, onlar görmedi de sen mi gördün, birinin yönlendirmesiyle o terliği oraya koymaya dair hamle yaptın mı?" sorusunu Kaya, şöyle yanıtladı:
"Hayır. Benim geçtiğim esnada bir araba geçip arabadan atmış olabilir. 'Yengeme göstereyim terliği eğer Narin'in ise ona veririm, değilse çöpe atarım.' dedim. Eve gidince jandarma evde toplantı yapacağını söyledi. O nedenle evdekilerin hepsini çıkardılar. Kargaşa vardı ve 36 saat uykusuzdum. Daha sonra arabaya binip Hüseyin Güran'ın evine gittim, Osman Güran geldi, 'Petrole gidelim.' dedi. Petrole gittik, sigara aldık. Başka bir yere de uğradıktan sonra o esnada Osman arabada terliği buldu, 'Fotoğrafını Baran'a atalım.' dedi. Köye götürdüm ama köydeki kargaşadan dolayı söylemeyi unuttum. Fotoğrafı Baran'a attıktan sonra Baran aradı, 'Terlik Narin'in.' dedi. Arkadan çığlık sesleri geliyordu. Terliğin ona ait olmadığını karakoldan komutan söyledi, 25 numara olduğu için. Komutan 8 yaşındaki bir kızın giyeceği terlik olmadığını söyledi."
"O terlik orada olsaydı herkes görürdü. Madem öğrendin neden jandarmaya haber vermedin? diye sorulan Kaya, "Terliği ben buldum. Yolda jandarma yoktu, herkes evin oradaydı. Yengeme gösterecektim onun olsaydı zaten jandarma da oradaydı." ifadelerini kullandı.
Güran ailesi avukatları Kaya'ya "Salim Güran, Narin'in cesedinin bulunduğu yer olan Eğertutmaz Deresi'ne hiç gitti mi?" diye de sordu.
Kaya, "Görmediğim için hayır diyorum." dedi.
Tanık sıfatıyla dinlenen tutuklu şüpheli Maşallah Güran'a da mahkeme başkanı tarafından Tavşantepe Mahallesi'nde kadınlar arasında yaşanan kavga hatırlatılarak "Herkes her şeyi biliyor beni konuşturmayın." dedin mi? sorusu yöneltildi.
Güran, böyle bir şey söylemediğini ileri sürdü.
"Sanıklar sizi 'Yalan beyanda bulunun.' diye yönlendirdiler mi?" sorusuna Güran, "Asla böyle bir şey olmadı." dedi.
"Narin görüntülere yansımış. O sırada size mi geldi?" diye sorulan Güran, "Bize doğru geliyor, kızlarımı soruyor. Sonra onlar olmayınca camiye doğru gidiyor." ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Metin Aktaş da "İfadenizde saat 14.00 civarı iki kez kapınız çalınmış, kızlarınıza sormuşsunuz 'Kim geldi?' diye. Kapıyı açan kızlarınız 'Narin.' demiş." diye hatırlatılması üzerine Güran, şöyle dedi:
"Karışıklık oldu. Benim kızım Mina gelmiş. Sonradan öğrendim. Çünkü Narin kaybolunca sürekli aklımıza o geliyordu."
"Salim sizin eve geldi mi?" sorusunu ise Güran, şöyle yanıtladı:
"Evet geldi. Misafir olarak gelen amcası ve halasının elini öpmeye geldi. 18.30 civarıydı."
"Salim Güran'da olaydan sonra bir şüphe gördünüz mü?" sorusu üzerine Güran, "Hayır genel olarak tavırlarında tedirginlik görmedim. Karakolda bir kamera var. Orada görüntü olacağını düşünüyorum. Kimden olursa olsun ceza alsınlar." dedi.
Güran, mahkeme başkanı'nın "Sanıkların birini öldürme ihtimali var mı?" sorusuna "Yok" yanıtını verdi.
"Yüksel Güran o gün ilk size mi sesleniyor?" diye sorulan Güran, "Yüksel tepeden bana seslendi, 'Maşallah, Narin'i gördün mü?' dedi." ifadesini kullandı.
Güran, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından bir avukatın, "Nevzat Bahtiyar'ın siz ve Salim ile ilgili iddialarda bulunmasına ilişkin ne dersiniz, aranızda husumet var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"İftiradır. İnsan böyle bir iftira atmaz. Ona sorun neden böyle bir iftira attığını? Aramızda husumet yoktur."
Enes Güran'ın söz alarak "Yenge annem seni çağırdığında bizi gördün mü?" diye sorması üzerine Güran, "Ben o esnada sizi görmedim." dedi.
Söz alan Salim Güran da "Maşallah, benim amcamın eşidir. Bu iftirayı atanın Allah belasını versin." ifadesini kullandı.
Maşallah Güran da "Allah bin kere belasını versin." dedi.
4 çocuk pedagog eşliğinde dinlendi
Duruşmada, 15 yaşından küçük tanıklar M.E.G, G.G, M.G. ve M.K. Adli Gözlem Odası'na (AGO) yapılan bağlantı ile pedagog eşliğinde dinlendi. Bu arada, çocuklardan E.G. ağladığı için ifadesine başvurulamadı.
Çocuklar, Narin'in kaybolduğu gün ve ardından yaşanan olaylara ilişkin beyanlarda bulundu.
Olay
Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.